The L Word, Showtime’ın LA’de yaşayan bir lezbiyen grubunu ve ilişkilerini anlatan, takipçisi bol dizisi. 4. sezonu 7 Ocak itibariyle başlamış durumda. Bilmeyenler bilsin, bu leziz diziyi herkes izlesin istediğimden tanıtmayı uygun buldum. Buyrun.
Hayranı bol
dizinin geleneğine göre, her bölümün adı L harfi ile başlıyor. Senaryo genel anlamıyla gayet akıcı, karakterlere bağlanmak çok kolay, fon müzikleri karşı konulmaz güzellikte. Zaten dizi çok estetik, jeneriği derseniz apayrı bir hoşluk.
Gay kültürüne elden geldiğince ışık tutan
dizi, farklı tiplerde lezbiyen karakterler içeriyor, cinsellik, aşk, sadakat gibi konuları detaylıca işliyor. Tiplemeler oldukça şık ve güzel olduğu için kimilerince gerçekçilikten az buçuk uzak olmakla, bunu eşcinsel olmayan erkek izleyicileri de kapmak için yapmakla suçlanan dizi, bu tip eleştirilerden yara almadan yoluna hızla devam ediyor.
The L Word’ün önemli karakterlerine bakarken henüz izlemeyenleri düşünerek konuyu açık etmemeli. Bu nedenle çok genel ve The L Word’e giriş niteliğinde bir inceleme yapalım: Onca yapımda rol almasına rağmen hemen herkesin Flashdance ile tanıdığı
Jennifer Beals’in canlandırdığı Bette, baskın karakterli ama sıcakkanlı bir iş kadını; bir sanat galerisi için çalışıyor. Uzun zamandır birlikte olduğu sevgilisi Tina, yumuşak huylu ve anaç karakterli bir tip. Tina’yı canlandıran
Laurel Holloman’ı birkaç bölüm konuk olduğu Angel’dan hatırlayan çıkabilir.
Crow 2, The Black Dahlia ve 24 oyuncusu çıtı pıtı
Mia Kirshner, cinsel tercihini bu grup içinde çözmeye başlayan ve buhranlar içinde yaşamaya kendini adamış olan Jenny’yi canlandırıyor. Biseksüel radyocu ve gazeteci Alice’i, CSI ve Grey’s Anatomy’de de görünmüş olan
Leisha Hailey oynuyor. Profesyonel tenisçi Dana, Boomtown’da da oynamış olan
Erin Daniels’in canlandırdığı karakter.
Bette’in babasının zenci, annesinin beyaz olması, ablası şarkıcı ve bar işletmecisi Kit’in çikolata rengini açıklıyor. Jackie Brown’ın yıldızı
Pam Grier, Kit’e hayat veren isim. Uzun kariyerinin son zamanlarında Law & Order: SVU ve Justice League gibi dizilere konuk olmuşluğu da var.
Ana karakterlerden en sevdiğime geldi sıra... O tam bir kalp kırıcı, maskülen ama aynı zamanda çok hoş ve çekici: Shane. Kuaförlük mesleği ile meşgul sert kızımızı
Katherine Moennig canlandırıyor. Onun da bir Law & Order misafirliği var. Dizinin kadın hayranlarının “eğer lezbiyen olsaydım” ile başlayan cümlelerinin kahramanı kendisi.
İlk sezondan sonra ortadan kaybolan ama 4. sezonda geri döneceği açıklanan kafe sahibi, cazibe oranı yüksek Marina’yı 4400’de de oynayan
Karina Lombard; güzel ötesi DJ kızımız Carmen’i Alias ve Dawson’s Creek tecrübesi de bulunan
Sarah Shahi; güçlü, zengin, güzel ama sinir bozma potansiyeli yüksek iş kadını Helena’yı Miss Match ve Coupling’e de konuk olmuşluğu bulunan İngiliz oyuncu
Rachel Shelley canlandırıyor. Ayrıca 4. sezonda ‘Mavi Ay Maddie’
Cybill Shepberd ve ‘Dişi Terminatör